Hastalıkların bir çok farklı semptomları olsa da..

Hastalıkların bir çok farklı semptomları olsa da..

İnsanlar için şaşırtıcı olacak ama hastalıkların nedeni virüsler veya bakteriler değil.. hastalıkların temel nedeni olarak dört faktör sayabiliriz, bunlar daha çok çevreden veya yediklerinizden kaynaklı zehirler, yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar ve özellikle uzun süreli stres... 

Hastalıkların bir çok farklı semptomları olsa da temel sebep bunlardan kaynaklıdır, gerçekte iddia edildiği kadar farklı farklı hastalıklar yok, doktorların söyledikleri gibi değil, zira onlar belli bir müfredata göre eğitim alıyorlar, müfredatın dışına çıkmaları mümkün değil, o zaman zaten doktora yapamazlar, bu müfredat onların derin düşünmelerini ve soru sormalarını da engelliyor, bir kaç doktorla konuştuğumuzda bu söylenenleri onaylıyor C19 virüsünün nereden, nasıl, neden kaynaklandığı sorusunu dahi soramıyorlar, sadece uymak zorunda oldukları prosedürü uyguluyorlar, oysa herkes kendi analitik yöntemini kullanmalı... 

En temel sorular sorulursa aklınız doğru yolu bulacaktır..

C19 farklı bir şey değil, diğer virüsler gibi ölü hücreler veya hücre atıklarıdır, dolayısıyla bunlar canlı veya hayatta değiller, canlı olmadıklarını modern tıp da kabul eder... Canlı olmayan bir şey kimyasal bir zehir olmadığı sürece zarar veremez...


Bilim adamları genel olarak zarar veren şeyin insan vücudunda olduğundan emindiler ve mikroskoplarla bunu aradılar, en sonunda elektron mikroskobunda gördükleri küçük siyah parçaların zarar verdiğine inandılar, fakat bunu hiçbir test veya deneyle kanıtlayamadılar, her şeyi virüslerin yaptığını kabul ettirdiler ama herhangi bir hastalığa neden olduğunu iddia ettikleri hiçbir virüsle ilgili ortaya deneysel bir kanıt koyamadılar, C19 dahil.... Delil olarak sundukları sadece makaleler... 

Örneğin, İngiltere'de bilgi isteme hakkı ile yönetimden C19 ile ilgili kimin nerede, nasıl test ve deneyler yaptığına dair bilgi istendi, yönetim kendilerinde öyle bir kanıtın olmadığını söyleyerek başka yere yönlendirdi, fakat orası da öyle bir kanıtın kendilerinde  olmadığını söyledi, yani hükümetin elinde bir kanıt yok ama karantina uyguluyor, bu sadece İngiltere için değil tüm dünya ülkeleri için geçerli, hiç birinin elinde C19 ile ilgili test veya deneye dayalı bir kanıt yok, sadece mürit gibi kendilerine söylenene iman ediyorlar, bu sadece bir yalana dayanıyor ama bilim adı altında inanıyorlar, delil olarak sadece birilerinin ellerine tutuşturduğu kağıtlar var, sorgulayarak bu kağıtlara bakılsa bir sürü saçmalıklar ve çelişkiler görülebilir ama galiba kağıtlar üzerine düşünülmemesi emredilmiş, yapılan şey aslında bilim değil, ancak bir çakallık olabilir


Virüsler havadan bulaşabilir ama zarar vermez, çoğalmaz, hastalık yapmaz, yani teorileri tamamen akıl dışı, çünkü izole ettiklerini ve gösterdikleri virüs dedikleri şeyler cansız, vücudunuza girse bile bir şey yapmaz, yapamaz ve diğer soluduğumuz havanın içinde olabilecek egzoz dumanı, toz vb yabancı, zararlı parçacıklar gibi, bünyemiz tarafından tekrar dışarı atılırlar


Akupunktur felsefesinde virüsler, bakteriler, patojenler yoktur, bünyeniz bir enerjiden meydana gelir, eğer bu enerji bir şekilde, örn, elektromanyetik dalgalarla kesintiye uğrarsa sorunlar yaşarsınız, akupunkturun amacı bu kesintiye uğrayan enerjiyi tekrar düzene koymaktır, modern tıbbın yaptığı gibi semptomları bastırmak değil, modern tıbbın savunucuları bizi de semptomlar gibi bastırmak için sansürler uyguluyorlar.. :)) Bu şekilde insanların gerçeği ulaşmasını engellemeyi umuyorlar, zira cehalet en kolay yönlendirilen şeydir, hatta çoğunlukla kendileri de ne olduğunu bilmiyorlar... Örn, bir hemşireye yaptığın aşıların içinde neler var diye sorduğumda cevap veremedi, buna rağmen aşıları uyguluyorlar


Aşıların bağışıklığı güçlendirdiğine inandırıldık, on yıl boyunca yaptığımız araştırmada bunun hiçbir bilimsel dayanağının olmadığını gördük (tıpkı virüs konusu gibi bu da sadece kabullendirilmiş bir inançtı).. Oysa aşıların vücudumuza zarar verdiğine dair onlarca bilimsel kanıt var, hatta bunu itiraf eden ama yine de aşı olunmasını veya faydalı aşılar bulunması gerektiğini söyleyen insanlar var, oysa insanın bağışıklık sisteminin nasıl güçlendirilmesi gerektiği biliniyor ve hastalıların nedeni bağışıklık sistemi ile ilgili değil, bir şekilde bağışıklık sisteminin çalışmamasıdır, bunun da çözümü asla aşılar veya ilaçlar değil, bulaşıcı hastalıklar yok, dolayısıyla aşılar da gereksiz, fakat aşılar ve ilaçlar için modern tıp mazeretler uydurdu, bulaşıcı hastalıklar gibi... Oysa bir hastalığa karşı aşılanmış bir çok insanın o hastalığa yakalandığını biliyoruz, bu durum karşısında da modern tıbbın yaptığı şey yeni aşılar ve yeni ilaçlar üretmekten başka bir şey olmuyor, oysa bu aşıların içine baktığınızda sadece zehirler olduğu görülür, alüminyum, civa, formaldehit gibi zehirler ki bunlar tamamen vücudumuza zarar veren şeylerdir, Örn, aşıyı kolunuza enjekte etmeden önce doktor onu yere düşürür ve zeminde o aşı dağılırsa o dökülen şeye tıbbi atık, yani zehir muamelesi yaparlar, buradan hareketle de size veya çocuğunuza ne enjekte ettiklerini anlayabilirsiniz, isteyen aşıların içeriğini de araştırabilir, bu çok daha kolay gerçekleri gösterebilir, aslında modern tıp insanlarla canları üzerinden oyun oynuyor, itiraz ettiğinizde, Örn, civa kullanmadıklarını söylüyorlar, oysa bu bir yalan, aşı hazırlama sürecinde civa kullanıyorlar... 

Ve gerçekte aşı uygulaması dahi suçtur, zira vücudu ihlal ediyor, deriyi deliyor ve ötesine geçiyorlar, oysa vücudun ilk korunağı deridir, bir iğne ile bunu geçiyorlar, artı yanlış enjekte edilirse, Örn, kas yerine kan dolaşımına enjekte edilirse dakikalar içinde çocuk ölebilir.. 

İnsanlar aşılar konusunda hiçbir tehlikenin farkında değiller, sadece bilim adı altında önerildiği için sorgulanmadan kabul görüyor, sorgulayan kişilere de "zararları var ama faydası daha çok" diyerek saçma sapan "kanıt" sunuyorlar, burada bilim yok, aşıların yan etkisi görüldüğünde "anafilaksi" diyorlar, bunun asıl anlamı çok üst düzey bir zehirlenmedir, yani aşı ile çocuğunuzun zehirlendiğini "bilimsel" bir tabirle ifade ediyorlar..!! Yani bünyenin başa çıkamayacağı şekilde insanları zehirliyorlar.. Aşılar her açıdan tehlikelidir, fakat ilginç bir şekilde insanlar çocuklarına aşı yaptırmaya devam ediyorlar...

Aşıların enjekte edilmesinin amacı dahi yalandır, zira iddia ettikleri gibi bize dışarıdan gelen, yani bulaşıcı bir hastalık yok, gelecek olan toksik maddeleri ise zaten bünyemiz parçalayıp izole ederek atabilir, bünyemiz bu şekilde yaratılmıştır, bu açıdan bakıldığında bağışıklık sistemini dahi kendi amaçlarına uygun olarak kurgulamışlardır, kast ettikleri anlamda ilaç ve aşılarla güçlendirilmesi gereken bir bağışıklık sistemimiz yok..!! Tüm vücut bütünlük içerisinde bir sistem olarak çalışır ve gelen saldırıları yok edebilir


İnsanları aldatmak için dili dahi manipüle ediyorlar, anlaşılmaması için kelimeler üretiyor ve o kelimelerle de yine anlaşılması güç teoriler üretiyorlar, bu şekilde herkesin anlamadığı ve anlamadığı için üst düzey bilim olduğunu zannettiği bir yapı oluşturuyorlar, bu şekilde insanları aynı zamanda cehalete mahkum ediyorlar, zira karmaşık bir yapıyı sorgulamak imkansız olduğundan insanlar "bilim adamı" görüntüsündeki kişilere inanmak zorunda bırakılıyorlar, zira onların konuştukları herkesin anlayamayacağı "bilimsel bir dil" oluyor..!! Fakat insanlar cesur olmalılar, anlatılmasını istemeliler, kanıtları, delilleri istemeliler, modern bilimin kanıt olarak gösterdiği şey semptomları bastırmaktan başka bir şey değil, bunu insanlar sorgulamalılar, zira bu iyileşmek değil...


Aslında genel olarak bakıldığında, modern tıp aşılar ve ilaçlar satmak için bir sağlık sistemi kurguladı, bakteriler, virüsler, mikrop teorisi, bulaşıcı hastalıklar, durmadan vücudunuza saldıran bir şeyler olduğu üzerine bir teori... Bunlar sadece bir sektör oluşturmak içindi, sağlık için değil, ancak bu şekilde hiç kimsenin içeriğini ve ne olduğunu bilmediği "sihirli" aşılarını ve ilaçlarını satabilirlerdi, bu şekilde doğal ve sağlıklı beslenmenin, doğal tedavinin, gerçek tıbbın da baskılanmasını sağladılar, bunlardan bahsedenleri küçük düşürmeye çalıştılar, başaramadıklarında sansürlediler, Gerçekten insanları aldatmıyor olsalardı bu yolara başvurmazlardı, bir çok soru sorduk, kanıt istedik, cevap vermek yerine yok saymayı tercih ettiler, kanıt isteyenleri, soru soranları kendilerince "bilim karşıtı" ilan ettiler  zira doğal olanı yapmak bir disiplin ve bilinç gerektiriyordu...

Alman virolog doktor Stefan Lanka ki virolog olarak anılmaktan çok hoşlanmaz, artık eski bir virolog diyebiliriz, zira O ve ekibi hiçbir virüs bulamadıklarını söyler ve kızamığın virüslerden kaynaklandığını ispatlayana yüz bin euro ödül vaad etmiştir.. Bunu kanıtladıklarını iddia edenlerle mahkemeler ve yüksek mahkemelerde görülen davalar sonucunda kanıtlanamadığına karar verilmiştir, daha sonra başka hastalıkların da virüslerden kanıtlanamayacağını öne sürmüş ve kanıtlayan birileri çıkmamıştır, buna rağmen kızamık aşısına devam edildi Almanya'da... Yönetimlerin bilimle hareket etmediği de böylece görülmüş oldu, zira kendi mahkemelerinin kararlarını dahi yok saymışlardı,

İnternette bu konuyu araştırdığınızda, Stefan Lanka'nın davayı kaybettiğine dair bilgilere ulaşırsınız, oysa üst mahkemede bu davayı kazandı, fakat üst mahkemenin sonuçlarını internette bulamazsınız, buradan dahi nasıl bir sansür ve manipülasyon sisteminin oluşturulduğunu görebiliriz

Ancak kendi makalelerine ulaşılabilirse gerçekler görülebilir


Hükümetlerin asla bilimsel olanla ilgilenmediklerini her zaman gördük, Örn, Maskenin hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını İngiltere hükümetine bir çok bilim adamı iletti, fakat değişen bir şey olmadı, sanırım bir şey yapmış olmak için yapıyorlar ve bu şekilde yığınlar tarafından takdir edilmenin hazzını yaşıyorlar ve maske-mesafe-hijyen talimatlarına uyulmasını görmek kendilerinde hükmetme tatmini meydana getiriyor, bu arada insanların iletişim kurarak bu konuyu aydınlatma ihtimalini de engellemeye çalışıyorlar ve bu şekilde korku ve paniğin daha da artmasını sağlıyorlar, zira sokağa çıktığınızda herkesi maskeli görmeniz normal psikolojiden çıkmanız demektir,

Mevcut psikoloji bozan görüntünün "normalleşmesini" dahi istemiyorlar ki toplumun bir kesimi bu maskeli yaşamı kanıksamaya başladığı an 2. dalga korkusunu piyasaya sürdüler..


Bünyemiz bir bütündür, zarar vereceğini iddia ettikleri hiç olmayan virüslerden çok daha fazla zararı, yönetimlerin yaydıkları korku, stres, panik salgını verdi insanların sağlığına ve ekonomilerine... Size durmadan her şeyin kötü olduğu söylenirse, bundan zihniniz etkilenir ve oradan tüm vücudunuza olumsuzluk yayılır, bu gerçek hastalıklara davetiyedir, zira bünyenizin sağlıklı çalışması engellenmiştir ve bu toplumun geneline yayıldığında gerçekten bir "salgın" oluşur, yani ortada bir salgın varsa, bunun sebebi güya salgını engellemek için kararlar alan, piyasaya korku, stres, panik yayan yönetimlerdir, bunu da kasıtlı yapmaktadırlar, örneğin, pozitif sayısını arttırmak için test sayısını arttırıyorlar, tabi bunu yığınlar anlamıyor ve gerçekten pozitif sayısının arttığını zannediyorlar, bu şekilde yönetimler korku ve paniği bilerek ve kasten tetiklemiş oluyorlar... 

Toplumlar bu rakamlardaki çelişkileri görmeye başlayınca bu sefer ölü sayısını arttırmaya başladılar, ölenlerin ise neden öldüğü bilinmiyor, çünkü otopsi dahi yapılmıyor, gerçekten C19 dan mı öldüler, yoksa diğer sebeplerden ölenleri C19 hanesine mi yazıyorlar? Bunu hiç kimse bilmiyor..!!  Tüm bunların karşısında daha fazla insanın uyanmasından başka bir çözüm görünmüyor, insanlar bu konuda bilgilenmeli ve kanıtlar istemeliler, hatta deneyler, testler talep etmeliler bulaşıcı olduğuna dair,

Örn, Var olduğunu iddia ettikleri bu virüsleri bulaştırılmasını talep etmeliler ki benim yanıma yıllardır bir çok müşterim geliyor, grip dahil bir çok hasta olanlar da oluyor, fakat şu ana kadar hiç birinde bana bulaşma olmadı, 30 yıldır bununla ilgili hiçbir önlem de almadım, hayatımda hiç maske takmadım ve asla bulaşma ile bir hastalığa yakalanmadım

İngiltere'de tüm bu olan saçmalığı alenen ifşa eden bir tane doktor vardı... Hemen görevinden uzaklaştırıldı ve 12 aydır görevinden uzakta.. Fakat susturamadılar, O halen gerçekleri konuşuyor ve bu kişi aslında çoğu konuda mevcut yapı ile aynı düşüncede ama C19 un ve ilgili uygulamaların tam bir saçmalık olduğunu gördü... 90 ların sonlarında da Dr Andrew Wakefield örneği yaşamıştık buna benzer, aşı karşıtı değildi ama sadece aşıların güvenli olmadığını söylediği için saldırıya uğramış ve meslekten atılmıştı.. 

Bütün bunlara bakıldığında yönetimleri yönetenlerin başka kişiler olduğu görülür ve bunlar aslında tüm dünyayı kontrolleri altına almak isteyen bir yapı.. Bu tür kaoslarla ekonomiyi bitiriyorlar, ekonomi bittiğinde yığınlar ve hükümetler bu yapıya ait bankalara koşarlar, bu da daha fazla borçlanma demektir, yani ekonominin daha çok bozulması ve ülkelerin ve toplumların o yapıya daha çok borçlanması demektir.. 

Korku ile kaos yaratarak insanları daha kolay kontrol etmeye çalışıyorlar, dünyanın her tarafına kendilerine bağlı yönetimler aracılığıyla korku ve kaos yaymayı başarmak için rüşvetler dağıtıyorlar, beyaz rusya'ya 950 milyon dolar teklif ettikleri gibi...


Stds (cinsel yollarla bulaşan hastalıklar iddiası) da gerçek değil, bununla ilgili bir anım var, okul takımında hastalığı olan biri ile bir çok kişinin ilişkisi olmuştu, bu ortaya çıktığında test yapılmış ama hiçbirine bulaşmadığı görülmüştü, yani burada da bulaşıcı bir hastalık yok, sadece bir hastalığın semptomları farklı bölgelerde görüldüğü için, farklı isimler veriyorlar ve bölgeye göre buna cinsel hastalık diyorlar ve sonra bulaşıcı olduğunu iddia ediyorlar, vücudun bir yerinde aynı semptomlar görüldüğünde kızamık veya su çiçeği, başka bir bölgede görüldüğünde cinsel hastalık diyorlar, oysa bununla ilgili de kanıtları yok, oysa bünye toksinleri vücudunuzun herhangi bir yerinden atabilir, vücut bütündür, bünye toksinleri atarken yapılacak şey onu engellemek değil, kendini kontrol etmektir, yediklerini, içtiklerini, ortamını gözden geçirmektir, yanlış bir şey yapıp yapmadığını bulmak için... Cinsel yollarla bulaştığı kabul edilen hastalıklar kanımca daha çok psikolojiden kaynaklanıyor, suç işlediğini düşünmek, suçluluk duymak, nocebo etkisi diyebiliriz fakat hastalık bulaştığını iddia edenler bu teoriyi hiç önemsemezler nedense.. Yani sorun sadece toksik de olmayabiliyor,  artı, bunu bir aktivite olarak düşünürsek var olan toksinlerin atılmasını da sağlıyor, bundan dolayı bu semptomlar görülüyor, modern tıp ise toksinlerin atılması işlemine "hastalık" diyor, oysa sağlığı basit bir hale getirmemiz gerekiyor vücudumuzu daha kolay tanıyabilmemiz için, vücudumuzu baskılamak yerine doğal sürecine bırakmalıyız, semptomları durduracak hiçbir ilaç almamalıyız, cinsel yolla hastalık bulaştığını iddia ederek tavsiye ettikleri vücuda yabancı, sağlığa zararlı ürünler de o kast ettikleri hastalıklara neden olabilir, fakat insanların bilmesi gereken, toksinlerin atılmasına izin vermektir, gerçek iyileşme bu şekilde sağlanır

İnsanlar sağlıklı ve yeterli besin almaya dikkat etmeli, sağlıklı ortamlarda bulunmalı ve bünyesinin toksinleri atmasına da izin vermelidir..

Kaynak:

https://m.youtube.com/watch?fbclid=IwAR2f9GvY8bb38ESLlrWiQfsfDdFfpvQFJ8AL5YHpiHQ9UMFj17Itm6LDOYg&v=Rka_A7XJCXs

Kommentare

Beliebte Posts aus diesem Blog

Die Vorteile des Welthungers

Wenn DU nur die ganze Macht der Zahlen 3, 6 und 9 kennen würden, dann würden Sie den Schlüssel zum Universum in der Hand halten. - Nikola Tesla -

Woher Covid stammt und wer seine Entstehung finanziert hat: Folgen Sie den Patenten und dem Geld